Azerbaycan ve Balkan Türkleri Arasındaki Edebî İlişkiler
Clicks: 196
ID: 5213
2019
Article Quality & Performance Metrics
Overall Quality
Improving Quality
0.0
/100
Combines engagement data with AI-assessed academic quality
Reader Engagement
Popular Article
61.0
/100
196 views
157 readers
Trending
AI Quality Assessment
Not analyzed
Abstract
Balkanlarda Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi J ournal Of Turkish Language and Literature Studies in Balkans Cilt 1/Sayı 2 / Yaz 2019 - Volume 1/ I ssue 2 / Summer 2019 ss- pp : Azerbaycan ve Balkan Türkleri Arasındaki Edebî İlişkiler Literary Relations of Azerbaijan and Balkan Turks Doç. Dr. Terane Turan RAHİMLİ * Özet Azerbaycan Balkan Türkleri, Bulgaristan, Batı Trakya ve Makedonya Türkleri ile zengin edebi ilişkilere sahiptir. Bulgaristan'da Bulgar halkından sonra sayıca ikinci etnik, dil ve dini grup sayılan Bulgaristan Türklerinin zengin bir edebi-kültürel mirası vardır. Bu milli-manevi zenginliğin, edebi mirasın oluşmasında ve gelişmesinde Azerbaycan halkının müstesna rolü olmuştur. Stalin'in Türklerin eğitim seviyesinin yükseltilmesi amacıyla Türkçe okullar açdırması, Azerbaycan'dan gönderdiği eğitimciler, edebiyatçılar, kültür çalışanları Bulgaristan Türklerinin bilim, kültür yolunda mayakı oldular. 1975'te Makedonya'da (eski Yugoslavya) Türk şairi olan Nusret Denton'un “Türkçem” şiiri Azerbaycan-Balkan edebi ilişkilerinin simgesi gibi tanınmaktadır. Sovyet rejiminin şiddetle yasaklanması döneminde şair büyük cesaretini sosyalist ülkede gösterdi ve Türk halklarının oybirliğini terennüm etti. Azerbaycan-Batı Trakya edebi ilişkilerinin de belli bir tarihi var. İlk kez bu edebi ilişkilerin araştırılması ve 90'lı yıllardan başlayarak gelişiminin Feyyaz Sağlam'ın hizmetleriyle bağlantılı olduğu unutulmamalıdır. Azerbaycan ulusal bağımsızlığını kazandıktan ve Türk kimliğine sahiplendikden sonra Azerbaycan-Batı Trakya ilişkileri de yeni bir gelişme yoluna giriyor. 90'lı yılların başlangıcında Azerbaycanlı araştırmacıların ve şairlerin Feyyaz Sağlamın Batı Trakya edebiyatı hakkında kitaplarını okuması onunla sonuçlanır. Azerbaycan-Balkan edebi ilişkileri bugün daha büyük azimle gelişiyor, Türk birliğinin temsilcisi olarak milli-tarihi varlığımızı tüm dünyaya tanıtıyor. Anahtar kelimeler : Türk, Edebiyat, Kültür, Eğitim, İlişkiler. Abstract Azerbaijan has rich literary connections with Balkan Turks, Bulgaria, Western Thrace and Macedonian Turks. Bulgaria has a rich literary-cultural heritage of Bulgarian Turks, second only to the Bulgarian people and second to ethnic, linguistic and religious groups. This national-spiritual richness has been the exceptional role of the Azerbaijani people in the formation and development of literary heritage. Stalin's training of Turkish schools to raise the level of education of Turks, educators, writers, culture workers sent by Azerbaijan, Bulgarian Turks were on the way of science and culture. In 1975, Nusret Denton, a Turkish poet in Macedonia (former Yugoslavia), is known as the Turkom poem as the symbol of Azerbaijani-Balkan literary relations. During the period of violent prohibition of the Soviet regime, the poet showed great courage in the socialist country, and he favored the unanimity of the Turkish peoples. Azerbaijan-Western Thrace literary relations have a certain history. It should not be forgotten that the research of these literary relations for the first time and the development starting from the 90's have been linked to the services of Feyyaz Saglam. After acquiring Azerbaijan national independence and possessing Turkish identity, Azerbaijani-Western Thrace associations are entering a new stage of development. At the beginning of the 90's it is possible for Azerbaijani researchers and poets Feyyaz Sağlam to read books on Western Thrace literature. Azerbaijani-Balkan literary relations are developing with greater perseverance today, and as a representative of the Turkish union, we are introducing our national-historical existence all over the world. Keywords : Turkish, Literature, Culture, Education, Relations. Bulgaristan'da Bulgar halkından sonra sayıca ikinci etnik, dil ve dini grup sayılan Bulgaristan Türklerinin zengin bir edebi-kültürel mirası vardır. Bu milli-manevi zenginliğin, edebi mirasın oluşmasında ve gelişmesinde Azerbaycan Türklerinin müstesna rolü olmuştur. Bulgaristan Türkleri ile Azerbaycanlıların edebi-kültürel ilişkilerinin tarihi yirminci yüzyılın ortalarına rastlar. XIX. yüzyılın son çeyreğine baktığımızda görüyoruz ki Bulgaristan'da yaşayan 2,5 milyon Türk tamamen cehalet durumunda kalmış, nüfus üzere eğitimli insanların sayısı çok az olmuştur. 1877-1944 yılları arasında her yüz kişiden yalnız ikisinin okuduğu gerçeği, bu cehaletin açık bir göstergesidir. 1950 yılında Türklerin Türkiye'ye büyük göçünün çok az bir sürede Bulgaristan'ın ağır sanayisini, köy teserrüfatını yıkıma uğratması siyasi çevreleri rahatsız etmiş, ülke için trajediye dönüşen büyük göçün önlenmesi gerekliliği oluşmuştur. Stalin'in teşvikiyle Moskova'dan Nazım Hikmet miqrasiyanı önlemek için Türklerle sohbete gönderilir ve bu tarihi yolculuktan sonra Bulgaristan Türklerinin milli-tarihi kaderinde dönüm oluşur. Bu dönüm noktası öncelikle eğitim alanında hissedilir. 1919'da Devlet tarafından Şumnu'da açılan Türk Devlet Öğretmen Okulu'nun (Darulmuallimun) Türk eğitiminde ciddi sorunlarla karşılaşıldığı unutulmamalıdır. Dini eğitim veren tek eğitim ocağı Nüvvab okulun, 1947 yılında liseye dönüşmesi, diğer yandan zorunlu ilk ve orta eğitimin uygulanması özellikle Türk çocuklarının eğitime getirmesine ciddi denetimi önemli kılıyor. 20. yüzyılın 20. yıllarında 1720 sayıda okul vardı, 1943-1944 öğretim yılında bu sayı 412'ye düşürülmüştü. Ancak, 1951'de göç durdurulduğunda okul kapıları Moskova’nın diktatörlüğü ile Bulgaristan Türklerine açıldı. Prof.Dr. Hayriye Yenisoy’un yazdığı gibi, Temel insan haklarından, ana dilinde eğitim almaktan faşist Bulgar Hükümetleri tarafından men edilen Türklerin ancak bundan sonra eğitimlerinin ana dilinde olacağı, sosyalist kültürlerini de geliştirebilmeleri için ortam oluşturulacağı, Türklerin yaşamında yeni bir dönem başladığı resmen bildirildi. [1] Stalin'in Türklerin eğitim seviyesinin yükseltilmesi amacıyla Türkçe okullar açtırması, Azerbaycan'dan gönderdiği eğitimciler, edebiyatçılar, kültür çalışanları Bulgaristan Türklerinin bilim, kültür yolunda ışığı oldular. Bu tarihi olayı saygıyla hatırlayan şair Durhan Hatipoğlu müsahibelerinden birinde vurgular, Bulgaristan Türkleri’nin yüzlerini Türkiye'den çevirmek için Stalin Azerbaycan Türkleri’ni gönderdi ... Türkiye sevgisi Azerbaycan sevgisine dönüştü, insanlar gördüler ki, Azerbaycanlılar da Türk'tür. [2] Azerbaycan Komünist Partisi'nin birinci sekreteri İmam Mustafayev, Bulgar Türklerinin eğitim ve kültür sorunlarını ortadan kaldırmak için Moskova'dan Sofya'ya gelen heyetin üst çevrelerle buluşmasını sağladı. V.İ.Lenin Adına Azerbaycan Pedagoji Üniversitesi (halen Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi) Rektörü C.Aleskerov, Bulgaristan Millî Eğitim Bakanı Türk halklarının eğitim-öğretim ve kültür işlerinden sorumlu başdanışmanı gibi Sofya’ya gönderildi. Türklerin lehine tüm işlerin Bulgar devleti yetkilileri tarafından çözülmesinde Bulgaristan Türklerinin eğitim ve kültürlerinin geliştirilmesinde Aleskerov olağanüstü hizmetler verdi. Onun sayəsində Türk okullarına büyük fon tahsis edildi. Aleskerov’un teşvikiyle Sofya Üniversitesi'nin felsefe, felsefe-tarih ve fizik-matematik fakültelerindeki Türk bölümleri açıldı. Bulgaristan ortaöğretim okullarında ilk kez Azerbaycan'dan C. Aleskerov tarafından davet edilen yüksek profesyonelliği ile seçilen öğretmenler ders verdiler. Bu öğretmenler okullarda ilk kez Bulgaristan Türklerine Türk edebiyatının İbrahim Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal gibi büyük sanatçılarının hayatı, dönemi, ortamı, kimliği ve yaratıcılık yolunu öğrettiler. Bu aşamanın edebiyatından başlayarak yirminci yüzyılın altmışlı yıllarına kadarki dönemin Türk yazarları ve genel olarak edebi gelişme hakkında çok büyük bir bilimsel düşünce yarattılar. Ayrıca Azerbaycan edebiyatının klasiklerinden Nizami Gencevi (XII. yüzyıl), Fuzûlî (XVI. yüzyıl), Molla Penah Vaqıf (XVIII. yüzyıl), Mirze Feteli Ahundov (XIX. yüzyıl), Mirze Elekber Sabir (XX. yüzyıl), çağdaş dönemin ünlü yazarlarından Samed Vurgun (1906-1956), Mirza İbrahimov (1912-1992) ve başkalarının hayatı, sanatı okutulmaktaydı. Bu Azerbaycan sanatçılarının makaleleri de ders kitaplarına dahil edildi. Aynı zamanda Tahir ve Zühre Aşık Garib Aslı ve Kerem Koroğlu gibi destanlar, M.Fuzuli’nin Leyli ve Mecnun eseri Sofya'da yayınlandı. Nazım Hikmet'in eserlerinin sekiz cilt halinde Sofya'daki Narodnaya Prosuva yayınevinde baskısı ve şairin kişiliği, yaşamı ve yaratıcılığının incelenmesi Azerbaycan aydını Akbar Babayev'in hizmetleri ile ilgilidir. Azerbaycan edebi eleştirmenlerinin ve dil alimlerinin Bulgaristan'a gelişleri filoloji eğitiminin gelişmesiyle bağlantılıydı. 1953 yılında Sofya Üniversitesi’nin yeni açılmış Türk Filolojisi bölümünde görkemli filoloqlar Prof. Dr. Memmedağa Şiraliyev Türk dillerinin lehçelerinden, Hadi Mirzezade çağdaş Türk dilinden ders vermişlerdi. Bulgaristan'daki Türk ağızlarının incelenmesinin temeli Prof. Dr. M.Şiraliyev tarafından atıldı. O, Bulgaristan’ın kuzeyinde Eski Cuma (Tırgovişte) bölgesinde Opak köyü Türk ağzını , ülkenin güneyinde Kırcaalinin Komuniga köyü Türk ağzını incelemiş, aynı zamanda Güney Bulgaristan, özellikle Doğu Rodoplar Türk ağzı üzerinde ilk araştırmaları yapmıştır. M.Şiraliyev ve H.Mirzezadə hem de bilimsel kadrolar yetiştirmekle Türk filologiyasına katkılar vermişlerdir. Onların öğrencilerinin birçoğu Bakü'de eğitiminin devamını yaptı. Aynı zamanda 1951-1956 yılları arasında Azerbaycan Devlet Üniversitesi'nde ve Azerbaycan Pedagoji Enstitüsü'nde esasen Filoloji Fakültesi'nde eğitim gören Bulgaristanlı Türk gençler Abdulezel Demirçizade, Muhtar Hüseyinzade, Ağamusa Ahundov, Şükür Sadıkov ve başka dilbilimci, edebiyat bilimcilerin, türkologlarının öğrencileri olmuşlardır. 1955 yılında Samet Vurgun, Resul Rıza gibi önemli şairler başta olmak üzere, Azerbaycan'dan Bulgaristan'a gönderilen büyük bir heyetin terkibinde Kırcaali’yə gelen edebiyatçılar, şarkıcılar, tiyatro aktörleri bu sevgiyi daha da derinleştirdiler ve Türk halklarının dil, din birliği, edebiyat, kültür, milli adetler ortaklığı meselesini de hatırlatmış oldular. Azerbaycan'ın kültür adamlarının Kırcaali’yə bu ziyareti sırasında köye akın eden on binlerce insan Azerbaycan edebiyatının, sanatının şahsında Türk sevgisinin ışığında birleşti. O günleri hatırlayan Bulgaristanlı Türk aydınları bu günlerde Kırcaali’yə Azerbaycanlıları görmeye koşan adamları götüren kolhoz yük araçlarından birinin vadiye aştığını, altı kişinin helak olduğunu ve bu fəci olaydan sonra vadinin Azerbaycan Vadisi” adlandığını yazıyorlar. Bulgaristan Türklerinin Azerbaycan'a olan bu büyük sevgisinin köklerinin tarihin çok eski çağlarına dayandığına dikkat edilmelidir. Öyle ki Bulgaristan Türkleri, Osmanlı döneminden önce bölgeye kuzeyden gelen Kıpçak, Peçenek ve proto-Bulgar halkları ile beraber Horasan ve Azerbaycan'dan gelen Oğuz halklarının kaynaşması ile şekillenmeye başlamıştır. Bunlara Osmanlı döneminde göçebe ve Türkmen kabileleri de katıldı. Fakat genetik kökeni bir çok Türk halkları ile ilgili olmasına rağmen Bulgaristan Türkleri’nin oluşmasında Oğuzların daha üstün etkiye sahip olduğu aşikardır. Oğuz Türklerinin ataları ulu Dede Korkut’tur, bu nedenle aynı babanın torunları olan Bulgaristan Türkleri’nin ve Azerbaycanlıların şivesi aynıdır, birbirinden farklı değildir. 50 yıllarda Azerbaycan'dan giden eğitimcilerin Bulgaristan Türkleri’ne rahtalıkla ders geçmesi, onların kolay anlaşması bununla bağlıdır. Yirminci yüzyılda Bulgaristan Türkleri’nin şiiri, güzəl sanatları Azerbaycan edebi-kültürel mirasının etkisiyle oluşmuştur. Şıpka Meydan Savaşı’ndan sonra aydınların Anadolu'ya göçü ile edebiyatsız kalan Bulgaristan Türkleri’nin edebiyatında yeni gelişme döneminin başlaması Samed Vurgun, Resul Rıza gibi Azerbaycan şairlerinin yaratıcılığını tanımakla ilgilidir. 50'li yıllların ortalarında Bulgar şiir yazarları ilk şiirlerini bu sanatçıların eserlerinin etkisiyle yazdılar. Samed Vurgun’dan hece veznini, Resul Rıza'dan da serbest şiiri öğrendiler. Nabi Hazri'nin Seçilmiş Şiirler adlı kitabının Bulgaristan'da yayınlanması da Azerbaycan şiirine olan sevgi ve ilgiden kaynaklanıyor. Bulgaristan Türklerinin edebiyatı gibi tiyatro sanatının şekillenmesinde, gelişmesinde de Azerbaycan sanatının etkisi inkar edilemez. Kircaali’dəki Türk tiyatrosunun repertuarında 60'lı yılların başlarından itibaren Azerbaycan yazarlarının eserlerinin yer alması onunla alakalıydı ki, bu dönemde Bulgaristan Türkleri’nin sahne eserleri henüz yazılmamıştı. Arşın Mal Alanın Kırcaali tiyatrosunun müdürü Durhan Hatipoğlu tarafından Türkçe'ye eşleştirilerek sahne alması milleti tiyatroya çekti. Kendisi Rusların güldüğü şeye biz gülebilmiyoruz, her milletin kendine göre kültür kodları var diyor. Üzeyir Hacıbeyov'un Arşın Mal Alan O Olmasın, Bu Olsun Süleyman Elesgerov’un Yıldız operettalarını ve sonraları nice Azerbaycan sahne eserinin Kırcaali, Şumnu, Smolyan (Paşmaklı) ve başka tiyatrolar repertuarına dahil edilmesi de bu önemli faktörle - kültür , dil, zihinsel aidiyet ve ulusal akrabalıkla ilgilidir. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ilk Türk gazetelerinden biri olan Dostluk Azerbaycan’dan Yüzbaşı A.Karim tarafından 5 Nisan - 12 Aralık 1947'de yayınlandı. Bulgaristan Türkü, ünlü şair Durhan Hatipoğlu Azerbaycan ve Bulgaristan Türkleri edebi-kültürel ilişkilerini onaylayarak şöyle yazıyor: Türkiye kapısı bize kapalı iken Azerbaycan Türklerinin kapısı bize açıktı, o kapı olmasaydı, Bulgaristan Türkleri eriyip giderdi, o kültürü almasaydık, bu direnişi de gösteremezdik . Prof.Dr. Hayriye Yenisoy da Bulgaristan Türkleri Azerbaycanlı kardeşlerine minnətdardırlar, Bulgaristan Türkleri’nin kültür tarihinde Azerbaycan aydınları altın sayfalar yazmışlar kanaatındadır. [3] Azerbaycan-Balkan edebi ilişkileri sadece Bulgaristan Türkleri ile olan edebi-bilimsel ilişkileri ile sınırlı değildir, bu daire oldukça geniştir. 1975'te Makedonya'da (eski Yugoslavya) Türk şairi olan Nusret Dişo Ülkü’nün “Türkçem” şiiri Azerbaycan-Balkan edebi ilişkilerinin simgesi gibi tanınmaktadır. Sovyet rejiminin şiddetle yasaklanması döneminde şair büyük cesaretini sosyalist ülkede gösterdi ve Türk halklarının birliğini şöyle terennüm etti: “Bir ben varım, Benimle birlikte Türkçem, Türkçemle birlikte bir ben varım. Ne başında ne sonunda gelir uygar dillerin. Azeri’den tut Balkanlardan çık O Türkçe benim, ben o Türkçe’nin.” Türk dilinin büyük bir tarihi-coğrafi bölgeyi birleştirdiğini hatırlatarak Orta Asya'dan tut İç Anadolu'ya çık, O ulus benim, ben o ulusun diyen, Türk halkının büyüklüğünü takdir eden bu şiir,Dünya Türklüğü ve Balkanlar arasındaki dostluk bağını güçlendirdi; edebi-kültürel köprünün temelini attı: “Türkçem başlar Azeri'den Balkanlara, Ulusum Orta Asya’dan Anadolu’ya çıkar.” Şiirdeki “Türkçemle birlikte bir ulusum var” nidası Türk milletinin ihtişamını ve azmini bir kez daha dünyaya kanıtladı. Azerbaycan-Batı Trakya edebi ilişkilerinin de belli bir tarihi var. İlk kez bu edebi ilişkilerin araştırılması ve 90'lı yıllardan başlayarak gelişiminin Feyyaz Sağlam'ın hizmetleriyle bağlantılı olduğu unutulmamalıdır. XX yüzyılın 80'li yıllarında, Batı Trakya şairlerinin Azerbaycan sevgisini – Asım Haliloğlu’nun şiirlerinde Batı Trakyalıların Muhammedhüseyn Şahriyar’a sevgisini, Alirza Saraçoğlu'nun eserlerinde Azerbaycanlıların Sovyet rejiminde maruz kaldığı acıların dile gelmesi, şairin Mirvarid Dilbazi'ye sempatisini, Rahmi Ali'nin Nigar Rafibeyli ve Memmed Araz şiirlerinden derinden haberdar olduğunu ilk gören ve inceleyen Feyyaz Sağlam oldu. Araştırmacı “Yunanistan (Batı Trakya Türkleri Kültüründe Azerbaycan” ve “Batı Trakyalı Şair ve Yazarların Azerbaycan Türkleri ile İlgili Bazı Faliyyetleri” konulu araştırmalarında Batı Trakya basıında, edebiyatında ve yurtdışındaki Batı Trakya basınında Azerbaycan edebiyatı, kültürü üzerine fikir ve görüşleri inceliyor ve yorumluyor. Bu araştırmalar,sayesinde öğreniyoruz ki, Batı Trakya Türkleri Mirvarid Dilbaziyi Yadigarımdır şiiriyle sevmiş, Azad Nebiyev, Rıfat Rüstemov, Mamed Ahmedov gibi bilim adamlarını Şafak dergisindeki yazılarından tanıyıp değerlendirmiş, Kardeş Edebiyatlar dergisinde Azerbaycan yazarlarının eserlerini büyük ilgiyle okumuş, Muhammed Hüseyin Şehriyar, Nigar Refibeyli, Memmed Araz poeziyasına iyi tanış olmakla Azerbaycan milli-manevi varlığına sevgi ve ehtiramlarını belirtmişlerdir. 1990'lı yıllarda ise bu ilişkiler daha da yoğunlaştı. Azerbaycan ulusal bağımsızlığını kazandıktan ve Türk kimliğine sahiplendikden sonra Azerbaycan-Batı Trakya ilişkileri de yeni bir gelişme yoluna giriyor. 90'lı yılların başlangıcında Azerbaycanlı araştırmacıların ve şairlerin Feyyaz Sağlam’ın Batı Trakya Edebiyatı hakkında kitaplarını okuması onunla sonuçlanır ki, Azerbaycan'da Batı Trakya edebiyatına güçlü ilgi oluşur. Feyyaz Sağlamın Batı Trakya/Yunanistan’da Çağdaş Türk Edebiyatı Antolojisi (1990), Batı Trakya Türkleri Çocuk Edebiyatı (1990), Yunanistan (Batı Trakya) Türkleri Edebiyatı Üzerine İncelemeler (c. I. 1991, c. II. 1993, c. III. 1994, c. IV. 1996), Yunanistan (Batı Trakya) Türkleri Edebiyatı’nda Atatürk (1992), Yunanistan’da (Trakya’da) Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi (1995), Uluslararası Batı Trakya Paneli (1996), Türk Dünyası Edebiyatı İncelemeleri (1996), Türkiye Dışındaki Çağdaş Türk Edebiyatları Ansiklopedisi (c. 9, Batı Trakya Türkleri Edebiyatı Bölümü, 1997), Türkiye Dışında Yazılmış Türk Dili Şiirleri Antolojisi (1999), Batı Trakya Türkleri Basın Tarihi Üzerine Bir Araştırma (2000), Türk Dünyası Edebiyatı’nda KIBATEK (2001, M. Şaban Kalkan’la birlikte), Batı Trakya Türk Kültürü Araştırmaları (2003), Dünyada Türkçe ve Türk Edebiyatları (2003) vb. araştırmaları Azerbaycan – Batı Trakya sevgisinin temelini attı. Şamil Veliyev, Ahad Hasanoğlu, Tayyar Cavadov, Vagif Sultanlı, Vüqar Ahmet, Terane Turan Rehimli ve başka Azerbaycanlı bilim adamlarının Batı Trakya Türkleri Edebiyatı’na dair makalelerinin Azerbaycan ve Türkiye basınında yayınlanması bunun bariz örneğidir. Tayyar Salamoğlu Cavadov “Şairleri Haygıran Millet ve Konyalı Araştırmacı” (“Güneş” gaz., 18 Mart 1995, Bakû), Terane Turan Rahimli “ Türk Diyarı Batı Trakya və Onun Öncüsü” (“Azerbaycan mübarizleri” gaz., Sayı: 2, 20-27 Mayıs 1999), “Çağdaş Batı Trakya Türk şiiri ve yorulmaz araştırmacı” (Pedagoji Üniversite Haberleri, Bakü, ADPU, 2011, № 4.), “Feyyaz Sağlam'ın edebi-bilimsel eserleri Azerbaycan-Türkiye edebi ilişkileri bağlamında” (Bakü / ADPU, 12-14 Ekim 2017), Almaz Hüseyinova / Kövrek Mısraların Sızıltıları (Filoloji Araştırmalar, X. kitap, 1999, Bakü), Tamilla Aciyeva / Sıfırdan Başladım Hayata (Filoloji Araştırmalar, XI. Kitap, 2000, Bakü) isimli makaleleri makalelerini yayınlayarak Azerbaycan’da Batı Trakya edebiyatını tanıtmak için hizmet ettiler. Azerbaycan-Balkan edebi ilişkileri bugün daha büyük azimle gelişiyor, Türk birliğinin temsilcisi olarak milli-tarihi varlığımızı tüm dünyaya tanıtıyor. Kaynakça: Y enisoy H. Bulgaristan Türklerinin Eğitim ve Kültürel Kalkınmasında Hizmetleri Geçen Azerbaycan Aydınları. Kırcaali Haber, 12 Nisan 2010 http://www.arazinfo.com/bolqaristanli-turk-sair-azərbaycan-olmasaydi-bolqaristan-turkləri-əriyib-gedərdi-musahibə/. Məmmədov N. Azərbaycan-Bolqarıstan ədəbi əlaqələri. “Ulduz” jurnalı, 1970, № 3, s. 62-64. Yoloğlu G. Makedoniya Türk ədəbiyyatı. “Azərbaycan” jurnalı, 2002, № 11, с. 61-65. * Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi. E-posta: terane.turanReference Key |
terane2019azerbaycanbalkanlarda
Use this key to autocite in the manuscript while using
SciMatic Manuscript Manager or Thesis Manager
|
---|---|
Authors | Terane Turan REHİMLİ and |
Journal | balkanlarda türk dili ve edebiyatı araştırmaları |
Year | 2019 |
DOI | DOI not found |
URL | URL not found |
Keywords | Keywords not found |
Citations
No citations found. To add a citation, contact the admin at info@scimatic.org
Comments
No comments yet. Be the first to comment on this article.